Kapının Arkasındakiler

Yüzümde dört mevsim yaşıyorum bu günlerde…

Saymadım kaç oldu gelişin?

Ya da hiç gitmeyişin.

Senin bu -“Miş leri sevmenin sebebi, çocukluğumdaki oyunları hatırlatıyor bana…

Gelmiş gibi yapardı bedenim hep eve… Aklım şuralarda bi yerlerde olmalıydı. Nerde unutmuştum acaba? Her evde olan hiç açılmamış ara sıra açılmayı bekleyen o çekmecede mi? Ya da kapının arkasına saklanmış kimsenin onu bulamayacağını hayal eden o küçük çocukta mıydı?

Bazen olur öyle kapının arkasındakiler gözükür, çekmecenin içindekiler tek tek açığa çıkar… kaçar aklın senden bir gece gizlice, dipsiz bir uçurumun dibine….Dip uçurum, uçurum dibin olur ansızın gözünde…

Ne çıkacak güç ne de düşecek zamanın vardır. Bazı insanlara saat sorulmaz. Haberi yoktur bir yarının olduğundan.

Bazen olur öyle dedim ya hayat her zaman iki seçenek sunmaz önüne.

Ne zamanki ikinci seçeneği aramaya başladığını fark edersin anlarsın ki yoktur…

Bu noktadan yürürsün bu nokta senin başlangıç dönencen olur bilirsin.

Çölleri görmek bazen ceza olur bazen de doğa harikası…

Denize bakıldığında her insanın gördüğü şey farklıdır…Kimi derinlik görür, kimi kıyıları, kimisi maviyi kimisi de içindeki balıkları görerek suyun içindeki hayatı düşünür.

Bir damla su kimisine göre hayattır kimisine göre de sadece sudur .İnsan neyi görmek istiyorsa odur aslında…

İnsan gördüğü kadardır…

Mavi Kalem

Related posts

Leave a Comment